3 ayda 6 milyar TL kar!
Bankacılık sektörünün 2012 yılı ilk çeyreği itibarıyla dönem karı 6 milyar lira olarak gerçekleşti.
BDDK’nın Mart 2012 Finansal Piyasalar Raporu’na göre, Mart 2012 itibarıyla finansal sağlamlık göstergelerinin genelinde olumlu bir seyir söz konusu oldu. Sektörün sermaye yeterliliğinin yüksek olması finansal dalgalanmalara karşı sektörün güçlü durmasını sağlaarken, sektörün karlılığı devam etti.
Küresel ve yurt içi ekonomik büyümedeki görece yavaşlama yanında alınan politika tedbirleri neticesinde kredi hacmindeki artış hızının sınırlandığı ve yılın ilk çeyreğinde 12 aylık kredi büyüme oranının yüzde 23,9 oldu.
Finans sektörü mevcut şube ağını ve müşteri segmentini genişleterek organik büyümesini devam ettirirken, sektörde rekabetin küresel düzeyde yapılması, müşteri istek ve ihtiyaçlarının çeşitlenmesi, teknolojik gelişmelerin, finansal kurumların alternatif dağıtım kanalları kullanımını hızlandırdı.
Finansal sektörün teknolojik altyapı sorunlarını gidererek online uygulamalarını yenilemeye devam etmesi, internet üzerinden gerçekleştirilen finansal işlemlerin artmasına olumlu katkıda bulundu. Finansal ürün/hizmet ve müşteri portföyünde gerçekleşen olumlu görüntü, veri temin edilemeyen kurumlar olmasına rağmen finansal sektörün aktif büyümesine yüzde 6,5 artış yönünde katkı sağladı. Yatırımların nominal olarak yüzde 2,9 artışı, yurtiçi ve yurtdışı yerleşik yatırımcıların Türkiye ekonomisine olan güvenin devam ettiğinin göstergesi olarak kabul edilirken, yatırım araçları arasında yılın ilk çeyreğinde yatırımcısına en yüksek reel getiriyi sağlayan İMKB 100 endeksi oldu. Döviz yatırımları içinde en çok getiriyi ABD doları sağladı.
-Krediler yüzde 2,4 artışla aktifleri büyüten temel kalem oldu-
Rapora göre, bankacılık sektöründe 2012 yılının Mart ayı itibarıyla son bir yıllık dönemdeki fon akımlarındaki değişime göre, aktif artışlarının 4′te üçü kredilerdeki artıştan kaynaklandı. Mart 2012 itibarıyla bankaların görece kaynakları içinde ihraç edilen menkul kıymetlerin payı artma eğiliminde olduğu görüldü. Bankacılık sektörünün toplam aktifleri 2012 yılının ilk çeyreğinde sınırlı bir artış gösterirken, son 3 aylık dönemde krediler yüzde 2,4 artışla aktifleri büyüten temel kalem oldu.
Kaynaklar içinde özkaynaklar net dönem karındaki büyümeye bağlı olarak yüzde 5,8 arttı. Bilanço dışı işlemlerin artış hızında gayrinakdi kredilerin sınırlı büyümesine bağlı bir yavaşlama izlenirken, sektörün dönem karı Mart 2012 itibarıyla 6 milyar lira düzeyinde gerçekleşti. Gelir tablosu kalemlerinden toplam faiz gelirlerinde ve giderlerinde artış eğilimi devam ederken, faiz dışı gelirlerde sınırlı bir büyüme yaşandı ve personel ödemeleri dışındaki faiz dışı giderlerde yüksek artışlar oldu. Bankaların nakit ve nakde eşdeğer varlıklarında Mart 2012′de 5,7 milyar liralık azalma görüldü. Söz konusu azalmada bankacılık faaliyetlerindeki 6,4 milyar liralık azalma belirleyici olurken, yatırım faaliyetlerinden kaynaklanan net nakit akımı 1,3 milyar lira azaldı ve finansman faaliyetlerinden 4,2 milyar lira net nakit artışı sağlandı.
Özkaynaklar dönem başına göre, dönem karı ve menkul değerler değerleme farklarında yaşanan artışlara bağlı olarak 8,4 milyar liraya yükseldi.
Bankacılık dışı finansal kesimin toplam aktifleri, 2012 yılının ilk çeyreğinde de büyümeye devam etti. Varlık yönetimi şirketleri, tüketici finansman, finansal kiralama şirketleri ve faktoring şirketlerinin toplam aktifleri, 2012 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre, sırasıyla yüzde 19,9, yüzde 46,1, yüzde 16,3 ve yüzde 8,1 oranında arttı. Bankacılık dışı finansal kesim içindeki paya bakıldığında, finansal kiralama ve faktoring şirketlerinin payının azaldığı, buna karşın tüketici finansman şirketlerinin arttığı, varlık yönetimi şirketlerinin payının ise seviyesini koruduğu gözlemlendi. Bankacılık dışı finansal kesimin karlılığında finansal kiralama sektörü hariç tüm alt sektörler için 2012 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre artış gözlendi.
Sektörde zarar eden şirket sayısı bakımından, 2012 yılının ilk çeyreğinde bir önceki döneme göre, finansal kiralama şirketlerinin sayısı 3′ten 5′e yükselirken, tüketici finansman şirketleri sayısı 6′dan 5′e ve varlık yönetimi şirketlerinin sayısı 2′den 1′e gerilerken, 10 adet olan faktoring şirketlerinin sayısı değişmedi.
-Takipteki alacaklar-
Küresel finansal kriz sonrasında bankacılık sektörü kredi riski göstergeleri olumlu seyrini devam ettirdi. Bu dönemde takipteki alacakların bir önceki döneme göre yüzde 4,2 oranında artış göstermesine rağmen kredilerdeki artışın takipteki alacakları tolere etmesi sebebiyle takibe dönüşüm oranının(TDO) yüzde 2,7 oranında paralel bir seyir izledi. Takipteki alacaklardaki artış ticari kredilerde yüzde 5,5, ihtiyaç kredilerinde yüzde 8,3 ve kredi kartlarında yüzde 6,2 oranında gerçekleşirken, KOBİ kredilerinde bir değişim görülmedi. Bankacılık sektörü TDO’da, 2009 yılı Eylül ayından beri süregelen aşağı yönlü eğilimin gelecek dönemlerde de sürdürülmesi bekleniyor. Gelecek dönemde, kredi riski yönetiminin kalitesinin artırılarak TDO’nun yönünün değişimine izin verilmemesi ve TDO seviyesinin yüzde bir seviyelerine düşürülmesinin öneminin altı çizildi.
Bankacılık sektörünün piyasa riskine esas tutarı, 2012 yılı ilk çeyreğinde bir önceki döneme göre kısmi bir artış gösterdi. Piyasa riskine esas tutarda gözlenen artışın temelinde faiz oranı riski ve kur riski öne çıktı. Bununla birlikte, duyarlılık analizleri piyasa riskine yönelik şoklara karşı sektörün oldukça dayanıklı olduğunu gösterirken, bankacılık sektörünün faiz oranı riski ve kur riskinden korunma amacıyla özellikle faiz ve döviz swaplarını yoğunlukla kullanıldığı görüldü. Faiz ve döviz swap işlemlerinin toplam türev işlem büyüklüğü içerisindeki payı yüzde 63,2′ oldu. Ancak, bu işlemlerin büyük kısmının İngiltere’de yerleşik bankalar üzerinden yapılması ve tezgah üstü nitelikte olması yoğunlaşma ve karşı taraf risklerini artırdı.
Likidite riskine yönelik değerlendirmede, bankacılık sektörünün 2012 yılı ilk çeyrek faaliyetleri likidite göstergelerine olumlu şekilde yansıdığı görüldü. Sektörün en önemli fon kaynağı olan mevduatın ortalama vadesi 60-65 gün aralığındaki seyrini sürdürürken, yabancı para likiditesi açısından önem arz eden sendikasyon ve seküritizasyon kredileri, Avrupa kaynaklı sorunlara rağmen yenilenmeye devam etti. Mevduat ağırlıklı fonlama şeklinin yanı sıra kaynak tarafındaki ürün çeşitliliği ve güçlü sermaye yapısı ile Türk bankacılık sektörünün olası likidite şoklarına dayanıklı olduğu değerlendiriliyor.
-SYR ılımlı bir artış gösterdi-
Sektörün 2009 ve 2010 yılları genelinde sergilediği yüksek karlılık performansı, son dönemlerde özkaynak artışlarının toplam aktiflerdeki artışların üzerinde seyretmesini sağladı. 2011 yılının son çeyreğinden itibaren görülen özkaynakların risk ağırlıklı varlıklara kıyasla yüksek artış eğilimi bu dönemde devam ederken, buna bağlı olarak sektörünün sermaye yeterlilik rasyosu (SYR) ılımlı bir artış göstererek, yüzde 16,6 seviyesinde gerçekleşti. Bankaların kredilerinin artış hızının yavaşlayarak özkaynak artış hızıyla paralel hale gelmesi, Türk Bankacılık Sektörünün SYR’sinin 2011 yılının Ağustos ayından bu yana yaklaşık aynı düzeyde kalmasını sağladı.
Yılın ilk üç ayında sektörün özkaynakları yüzde 4,7, risk ağırlıklı varlıklar yüzde 4,1 oranında artış gösterdi. Özkaynaklarda en büyük artış yüzde 12 ile yedek akçelerde meydana gelirken, söz konusu dönemde risk ağırlıklı varlıklarda en büyük artış, 16,5 milyar lira ile yüzde 150 risk ağırlıklı kredilerde gözlendi. 2012 Mart itibarıyla, ana sermayenin özkaynak içindeki payı yüzde 90 olarak gerçekleşti. Önümüzdeki dönemde banka karlılıklarındaki artışın devam etmesi ve kredilerdeki artış hızının yükselmemesi durumunda, sektörün SYR’sinde hafif artışlar beklenebileceği değerlendiriliyor.
Mart 2012 itibarıyla bankacılık sektörünün dönem net karının önceki yılın aynı dönemine göre 502 milyon lira arttığı ve bunun vergi sonrası aktif ve özkaynak getiri oranları ile net faiz marjı ve spread göstergelerine olumlu yansıdığı görüldü.
Hacim etkisiyle krediler ve menkul değerlerden alınan faiz gelirleri de arttı. Sektörün net faiz gelirlerinde, önceki yılın aynı dönemine göre meydana gelen artış oranı yüzde 32,1 oldu. Net faiz gelirlerindeki yüksek artışın faiz dışı gelir-gider dengesindeki aşağı yönlü hareketi tolere ettiği görüldü. Bankacılık sektöründe aracılık faaliyetinin etkinliğinin bir sonucu olarak kredilerden alınan faiz gelirlerinin ve kredilerden alınan ücret ve komisyonlar ile bankacılık hizmet gelirleri, toplam gelirler içerisindeki önemli payını sürdürdü.
BDDK tarafından uygulanan makro ihtiyatlı politikaların önemli bir parçası olan stres testlerine göre, sektörün toplam SYR’sindeki düşüş tahmini, ekonomide bir çeyrekte görülen yüzde 10 daralma senaryosu çerçevesinde 2,3 puan, TL faizlerde bir çeyrekte 7 puanlık artış senaryosunda ise 3,5 puan oldu. Stres testi sonuçları, ihtiyatlı yönetim ve sağlam özkaynak yapısının bir sonucu olarak bankacılık sektörünün sermaye yeterliliğinin en şiddetli senaryolarda bile yasal oranların üstünde bir seviyede sürdürülebilir olduğunu gösterdi.