Finansmanda patinaj
2005-2008 döneminde ‘finansman kalitesi’ yaratan reel kesimin son bir yılda sağladığı finansman sadece 10 milyar dolar.
2009 krizi öncesinde cari açık finansmanındaki en çarpıcı gelişme; geçmişte ağırlıkla önce Merkez Bankası ve Hazine’nin üstlendiği, sonra bankaların sağladığı fon girişlerinin, giderek daha fazla olarak reel kesime kaymış olmasıydı.
Özellikle 2005-2008 arası dönemde, kabaca yıllık 50 milyar dolarlık bir toplam finansmanda reel kesim şirketlerinin sağladığı bölüm 30 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştı. Aynı dönemde ekonominin yarattığı cari açığın kabaca 30-35 milyar dolar seviyesinde olduğunu da anımsatalım. Reel sektör, yarattığı açık kadar bir finansman sağlıyordu denilebilir.
2009 sonrası, reel kesimin sağladığı finansman sıfıra düştü. 2010 yılında 8 milyar dolar net borç ödemesi gerçekleştirdi. Küresel çapta bir bilanço küçülmesi (deleveraging), Türkiye’deki reel kesim şirketlerinin krediye erişimini de daraltmış oldu.
Aynı dönemde dikkat çeken başka bir olgu da ödemeler dengesi hesaplarında ‘net hata ve noksan’ (NHN) olarak bilinen kalemdeki yükseliş oldu. Krizin ödemeler dengesi finansmanındaki en ‘dip’ olarak tanımlanabilecek dönemi, Eylül 2009’da, yıllık 2.3 milyar dolar net çıkış olurken 15.3 milyar dolarlık da cari açık verilmişti. Oysa rezerv kaybımız 4.7 milyar dolardı. Arada 12.9 milyar dolarlık bir NHN sayısı ortaya çıkıyordu. Yani bilmediğimiz bir kaynak, bu kadarlık bir cari açığı ve finansman kalemindeki geri ödemeyi yapabilmemizi sağlamıştı.
Krizden çıkışta, 2010-2012 arası dönemde ise ülkemiz 80 milyar dolar yaklaşan bir cari açığa erişirken, sağlanan finansman da bu seviyeye yaklaştı. Ancak, reel sektör şirketlerinin sağladığı finansman asla 2005-2008 döneminde tanık olduğumuz seviyelere de orana da yaklaşamadı. Ekim 2011’de 21 milyar dolara erişebildi. Küçük de olsa yükseliş süreci ortaya çıkmışken Ekim 2011’den itibaren düşmeye başladı.
Ağustos 2011’den itibaren belirginleşen bir başka gelişme de yine NHN kalemindeki yükseliş. 2009’dakine benzer biçimde; reel kesim finansmanındaki daralmaya, NHN kalemindeki yükseliş de eşlik ediyor. Bu dönemde NHN yükselişinin daha önce başladığı dikkat çekiyor; olasılıkla Merkez Bankası’nın kurları yukarı iten ve belirsizlik odaklı para politikası nedeniyle hızla yükselen kredi faizlerinin etkisi var.
Bu tabloda, NHN kalemindeki hareketlerin, yerleşiklerin ödemelerini yurtdışı bankalardaki mevduat hesaplarını kullanarak yapmalarıyla açıklanmasını güçlendiriyor; ya yurtdışı kredi imkânları daralınca ya da yükselen döviz kurlarına yurtiçi kredi faizlerinin çok pahalı hale gelmesi eşlik edince. İşte cuma günü açıklanan ödemeler dengesi verileri, NHN kaleminin son bir yıllık dönemde 13 milyar dolara çıktığını gösteriyor. 2005-2008 döneminde ‘finansman kalitesi’ yaratan reel kesimin son bir yılda sağladığı finansman ise sadece 10 milyar dolar. Faizlerin sert biçimde yukarı çekildiği ekim-mart döneminde sağlanan kredi sadece 1.7 milyar dolar. NHN ise 5.3 milyar dolar.
Eğer Hazine’nin martta sağladığı tahvil ihracı geliri bir tarafa bırakılırsa özel kesimin finansman cephesinde işlerin pek de sevimli gitmediği ortada. ‘Bıçak sırtı’ bir dengede dış finansmanın götürüldüğü, ekonomik faaliyetlerdeki yavaşlama ile de teyit ediliyor.
Uğur Gürses/Radikal